Kadeh

Kadeh

5 Haziran 2014 Perşembe

Trilaylaylom

Üzerine konduğum papatya yaprağı, ona getireceğim uğurdan o kadar emindi ki kendisi için olabilecek en kötü sonu, bir fala kurban gitmek olarak düşünüyordu. Ne yemyeşil bir çimin üzerinde gereksiz olduğu düşünülerek kopartılacaktı, ne bir arabanın altında ezilecek ne de amansızca yağan bir dolu hayatına son verecekti. O, ilk kez aşık olmuş bir genç kızın aşkının karşılıksız olmadığını ona söyleyecek son yaprak olacaktı. "Seviyor" diyecekti son söz olarak. Uğurlu olduğuma inanmıştı bir kez. Böylesi bir fala inanacak kadar masum seven birinin mutsuzluğuna sebep olması mümkün değildi. 
Bir uğur böceğinin bu düşünceleri nasıl okuyabildiğini merak mı ettiniz? Bunun yerine, neden bir papatyanın düşünebilme yetisi olup olmadığını sorgulamıyorsunuz? Onu da sorguluyorsanız, sizin anneniz evdeki çiçeklerle hiç konuşmadı mı? Konuştuğunda onların daha güzel açtığını savunup bunun delilik olmadığını size ispatlamaya çalışmadı mı? Peki bütün bunlar olurken, bir çiçeğin bile insan dilinden anladığına inanılırken, sizin aptal yerine konulduğunuz olmadı mı? Konu mu saptı, ne oldu? Sapmasına rağmen hala okumuyor musunuz? Acaba sizin de böyle bir sapkınlığa ihtiyacınız mı vardı? Uğur böceğiyle papatyanın hikayesi mi? O da yarım kaldı...

2 yorum: